Şarkıdaki Şiir

-
Aa
+
a
a
a

Hilmi Tezgör Şarkıdaki Şiir İletişim Yayınları, 2012, 172 s.

Açık Radyo programcısı Hilmi Tezgör’ün, müzik ve edebiyatın ilişkisi, yakınlığı, bağlantısı hakkındaki kitabı Şarkıdaki Şiir İletişim Yaynları tarafından yayımlandı. Hilmi Tezgör, Açık Dergi’de İlksen Mavituna ve Gözde Kazaz’ın canlı yayın konuğu oldu. Müzik edebiyat ilişkisi ve Şarkıdaki Şiir hakkında sohbet ettiler.

Dinlemek için:

İndirmek için: mp3, 49.5 Mb.

18 Ekim 2012 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.

Açık Dergi Söyleşileri’nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

İletişim Yayınları’nın sitesinden Şarkıdaki Şiir hakkında bir alıntı:

Müzik ile edebiyat öteden beri hep yakın olmuş; hatta iç içe geçmiş, birbirlerini beslemiş ve zenginleştirmiş sanatlar. Birini anmak, çok geçmeden öbürünü de akla getiriyor. Popüler müziğin şarkı formu çoğu zaman edebiyatı önemsemiş ve duyguların daha güçlü ifade edilebilmesi için bahçesine edebiyatı “şarkı sözü” olarak davet etmiş; edebiyat da şarkı sözü yazarını etkisi altına alabilmiş.

Hilmi Tezgör önce dünyaca ünlü, haklarında çokça yazılıp çizilmiş ozan/şarkıcılar ve folk, rock, punk, dub şairleri üzerindeduruyor. Onların şiirleri ya da şiirsel nitelikteki şarkı sözleriyle popüler müziğin edebi yüzünü örneklendirmeye çalışıyor. Daha sonra ise belli başlı yazar, şair ve edebi akımlardan yola çıkarak bunların popüler müzik tarihindeki etkilerini değerlendiriyor. Yüz yılı aşan popüler müzik tarihinin edebiyatla ilişkisine genel ama mümkün olduğunca kapsayıcı bir bakış getiren Şarkıdaki Şiir, Bob Dylan’dan Brecht’e, Leonard Cohen’den Camus’ye, Led Zeppelin’den Tolkien’e uzanan geniş bir yelpazede, ses ile sözün birbiriyle bütünleşmelerini ele alıyor.

 ***

Şarkıdaki Şiir hakkında, bir başka Açık Radyo programcısının, Halil Turhanlı’nın kaleme aldığı önsözden bir bölüm de şöyle:

“Elinizdeki kitap müzik ile şiir arasındaki bağlantıyı inceleyen, okuru müziğin politik ve kültürel etkileri üzerine düşünmeye çağıran bir kitap. Küçük oylumlu ama pek çok bilgi sunan, bunu yaparken kimi tezler ortaya koymayı da ihmal etmeyen bir kitap. Tezlerinden biri (değişik türleriyle birlikte) popüler müziğin lirik bir ifade biçimi, estetik bir deneyim olduğu, hayatın çok farklı alanlarına dokunduğu ve dokunduğu her yerde etkide bulunduğu, iz bıraktığı. Tam da bu nedenle, dinleme alışkanlığımızın değişmesine, dönüşmesine katkıda bulunacak bir çalışma. Bu kadarla kalmıyor. Daha doğrusu, bunu ikinci bir çağrı izliyor: Hayatı yeniden şiirselleştirme çağrısı. Aslında bu hem bir çağrı hem de bir sav. Hayat uzun bir zaman önce şiirselliğini yitirdi ve bizim şimdilerde yokluğunu en çok hissettiğimiz de bu. Şiirsel bir hayat…

Şarkıdaki Şiir müziği ve şiiri tutkuyla seven bir yazarın kaleme aldığı bir kitap. Okuru yerleşik ve alışılmış olanın dışına sürükleyen, dokusu sağlam örülmüş, zengin bir metin. Metnin dokusundaki bin bir ayrıntı, okumayı hayli keyifli kılıyor. Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısından başlayarak yakın tarihin kimi trajik anlarına, dönemlerine değiniyor. Müziğin bu trajik olayları kuşaktan kuşağa nasıl aktardığını, Herbert Marcuse’nin deyişiyle ‘unutulmaması ve bağışlanmaması gereken bir geçmişi’ belleklerde canlı tutmada nasıl etkili olduğunu anlatıyor.”